HAKK’IN SIRRINI FÂŞ ETMEYEN SÛFÎLER: SULTÂN VELED ÖRNEĞİ
HAKK’IN SIRRINI FÂŞ ETMEYEN SÛFÎLER: SULTÂN VELED ÖRNEĞİ
Hülya Küçük
Özet
Mutasavvıflar, insanları genel olarak Âmme, ehl-i hakāik) ve hâssa (veya avâm, havâs ve havâssu’l-havâss/ ehassu’l-havâss) diye üç sınıfa ayırmış, avâma İslâm’ı, havâs ve havâssu’lhavâss’a ihsân”ı, yani tasavvufu layık görmüş ve tasavvuf gibi kalb rikkatinden bahseden bir ilmi, avâma tevdi etmekten ve fitnelerine sebep olmaktan kaçınmışlardır. Bazı sûfîlerin idam edilmelerine kadar varan olayların perde arkasında bu tür bir fitneye sebebiyet vermeleri vardır. Bu durum karşısında bazı sûfîler remiz ve sembollerle konuşarak maksatlarını nâ-ehil olanlardan saklamaya çalışırken, Sultân Veled, dakîk tasavvufî meselelere geldiğinde “kalem buraya geldi, ucu kırıldı”, “Akıllıya bir söz yeter”, “Bunun altında birçok sırlar vardır. Fakat söylemeğe izin yoktur” gibi cümlelerle susmayı tercih etmiştir.