İBTİDÂ-NÂME’DE “VARLIKLAR ÜÇ ÇEŞİTTİR” HADİSİNİN TEFSİRİ


Prof. Dr. Emine YENİTERZİ

“Allah melekleri yarattı, onlara akıl verdi; hayvanları yarattı, onlara da nefis verdi; insanoğlunu yarattı, onlara hem akıl hem de nefis verdi. İnsanlardan kimin aklı nefsine galip gelirse, meleklerden daha üstündür; kimin nefsi aklına galip gelirse o da hayvanlardan aşağıdır” hadis-i şerifi insanın diğer varlıklardan farklı yaratılışına işaret eder.

İnsan, dünya hayatında bu yaratılış hikmeti ile bir tercih yapmak zorundadır. Ya doğru tercihi yapar; akıl yolunu seçer, meleklerden üstün bir varlık olur, nebiler ve velilerle rahmet yolunda yürür ya da yanlış tercihle nefsiyle baş başa kalır, hayvanlardan daha aşağı olarak lanet yolunda şeytana yoldaş olur.

Hem Mesnevî’de hem de Fîhi Mâfih’te[1] verilen bu hadis-i şerif, Hz. Mevlânâ’nın birçok mesajının özünde yer alır. Sultan Veled de İbtidâ-Nâme’de bu hadise bir bölüm ayırmış, muhtelif yerlerde de atıfta bulunmuştur. Tebliğimizde Sultan Veled’in bu hadise dair yorumlarını ve insan, melek, hayvan ve şeytana dair tespitlerini ele alıyoruz.

Bil ki varlıklar üç çeşittir; bir kısmı tümüyle cisim, bir kısmı tümüyle akıl.

Bir kısmı ise ikisinin karışımından; yarı akıl, yarı da cisimden yaratılmıştır.

Tümüyle bedenden yaratılanlar hayvanlardır, beden ve akıldan yaratılanlar da insan.

Akıldan yaratılanlar ise meleklerdir.

Hayvanlar ve melekler cehennem ateşinden emindir. Cennetle de bir alışverişleri yoktur.

Çünkü onların ellerinden bundan başka bir iş gelmez. Cenab-ı Hak onlara irade, seçme hürriyeti vermemiştir.

Meleğin yapabileceği şey ancak ibadettir. Hayvan da uyur, yer, içer. Bunun için yaratılmışlardır.

İnsana gelince onun yarısı nurdandır, yarısı topraktan; yarısı küfürdendir, yarısı dinden.

Ondaki küfür, hayvan tabiatındandır. Din ise onda melek gibi gizlidir.

Bu iki şey (akıl ve nefis) birbirine zıttır. Biri onu aşağılara çeker, öbürü yüceliğe.

Hayvan sıfatı onu şehvete, melek sıfatı ise ibadete yöneltir.

Bu iki sıfat gece gündüz savaşır. Bazen biri bazen diğeri kazanır.

Melek sıfatı üstün olursa meleklerden üstün olur.

Melekler ona kul köle olur, hepsi ayak gibi ona uyar, o baş olur.

Ama bilgisizlikle hayvanî sıfatları öne çıkarsa,

Hayvanlardan daha aşağı bir hâle gelir. Kur’ân-ı Kerîm’de onlar için “belhüm adall” (daha da sapık) denmiştir.[2] (A’râf, 7/179; Furkân, 25/44)

Böyle insanlardan kaçmak gerekir. Cansızlardan da aşağı olan bu kişiler yalnızca üzüntü kaynağıdır.



[1] Mesnevî, IV/1497–1526; Fîhi Mâfih, 122–123.

[2] “Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.” (A’râf, 7/179)

“Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten (söz) dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca daha da sapıktırlar.” (Furkân, 25/44)

 

Devamı yakında Nefes Yayınları tarafından yayınlanacak olan “Sırrın Sırrı Sultan Veled” kitabında yayınlanacaktır.