Başkası değil Sadece Veled:
“Mevlana’nın Zürriyetinden Olmak Yeterlidir”
Omid Safi
Hazreti Mevlana Celaleddini Rumi’nin biyografilerinde Rumi ve sevgili oğlu Sultan Veled ile yakınlığını işaret eden pek çok cezbedici hikâye bulunmaktadır. Modern çağ öncesinde dini liderlere, politik liderlere ve uzmanlara kimi yakından tanıyorsanız onların aracılığı ile ulaşabiliyordu. Güce ulaşmaya sahip olan kişileri tanıyanları tanımanız gerekiyordu. Bu durum krallar ve Allah için de geçerli idi: Kralın huzuruna veya Kutsal bölgeye aracı olmadan girilemezdi. Kralı halktan koruyan korumalar ve krala ulaşmak için politik aracılar bulunurdu. Aynı şekilde, Allah adına da peygamberler aracılık ve şefaat görevini üstlendiler. Aslında, insanların Allah’a aracısız, her an, dolaysız ulaşabilmeye başlamasının fevkalade olmasının kesin nedeni işte bu aracılığa olan gereklilikti.(Müslümanların namazda Allah ile dolaysız irtibata geçmesi teolojik olarak devrimsel nitelik taşır.). Modern çağ öncesi hiyerarşik toplumlarda aracılık hala yaşamın ve dinin bir parçasıydı. Mevlana’nın aracısı ise oğlu Sultan Veled’di. Bu çalışmada Mevlevi geleneğinin Sultan Veled’in kendi başına çığır açan bir evliya olmasını değil de, bizlerde dâhil kendisinden sonra gelen jenerasyonların Hazreti Mevlana’yı daha iyi ve açık anlamamızda nasıl bir rol üstlendiğini araştıracağım.
Mevlana’nın hayatı hakkındaki hikâyelerinin ana kaynağı Ahmed Eflaki’nin derlemesi olan ‘Ariflerin Menkıbeleri’dir. Semş’le birebir ibadet veya sohbet ederek daha fazla zaman harcayan Mevlana’ya ulaşmak isteyen müridlerinin Sultan Veled’e Mevlana’ya ulaşmak için yalvarışları hakkında düzinelerce hikayeye rastlıyoruz. Sultan Veled’in bu fonksiyonu yüzünden O’nu Mevlana’ya ulaşma kapısı ve aynı zamanda Mevlana üzerinde açığa çıkan ilahi rahmet ve bereketinMevlevi düzeninde tüm dünyaya açılma kapısı olarak görürüz. Eflaki biyografisinde açıkladığı üzere, bir gün Mevlana Sema ayininden ayrılıp hamama girer ve kurnada yedi gün yedi gece oturur. Mevlana’nın müritleri bu tür manevi disiplin ve ciddiyet karşısında utanca düşerler ve Sultan Veled’e Mevlana’yı onlara geri getirmesi için yalvarırlar. Bu yazının başlığının da belirttiği gibi ‘hiç kimse ancak Veled’ Mevlana ile konuşabilirdi.
Eflaki Mevlena ve Sultan Veled’in manevi yakınlığına da değinir, çoğunun onları baba-oğul değil de kardeş olarak karıştırdıklarını yazar. Sultan Veled babasının ‘Sen yaradılış ve ahlak itibari ile bana herkesten çok benzersin’ sözü ile kendisini taçlandırdığını söyleyerek babasına olan benzerliği hakkında yorum yapar. (anta ashbah al-naas bi khulqan wa khalqan.)2 ( Bu tür benzetmelere Ehli Beyt geleneğinde de sık rastlanır, Hz. Peygamber sülalesinden olanların Hz. Peygamber’e olan benzerliklerinden bahsedilir.). Bunun da ötesinde Sultan Veled’in Mevlana’nın manevi mirasının sahibi olacağı, Sultan Veled’in Mevlana’nın daima yanına oturtulmasına bağlanır. Mevlana medrese duvarına ‘Bahaddin kutsanmıştır. O güzel yaşayacak ve güzel ölecek’ yazmıştır. Başka bir zaman Mevlana ‘Ey Bahaeddin, benim bu dünyaya gelişim ve senin dünyaya gelmen içindi; çünkü bütün bu söylediğim sözler benim sözümdür (kavlim). Halbuki sen benim eserimsin (fiilimisin)’ demiştir.
Eflaki başka bir dokunaklı hikayede de Mevlana’nın Sultan Veled’e manevi mirası aktarması ile Sultan Veled’in Mevlana’nın nihai ‘eseri’ ve tohumu olduğunun altını çizer. İnanılması çok zor olduğu için bir çok mutasavvıf tarafından reddedilen bu hikaye şöyledir:
Sultan Veled Hazretleri memede iken daima Mevlana’nın kolları arasında uyurdu. Mevlana teheccüd zamanı kalkıp gece namazını kılmak istediğinde Sultan Veled bağırır ve ağlardı. Mevlana Hazretleri O’nu susturmak için namazı bırakıp kucağına alırdı; süt emmek istediğinde ise mübarek memesini ağzına sokar ve Allah’ın emriyle babalık şefkatinin çokluğundan memesinden ‘içenler için çok elverişli halis ve saf süt akardı’ (Nahl, 16:66) Sultan Veled de bu mana ve hakikat aslanının sütünden doya doya içer ve uyurdu, tıpkı Allah’ın Elçi’sinin parmaklarından akan tatlı su gibi.
Devamı yakında Nefes Yayınları tarafından yayınlanacak olan “Sırrın Sırrı Sultan Veled” kitabında yayınlanacaktır.