Hz. Sultan Veled ve Velayetin Vasıfları

Kabir Helminski

“The beautiful innovations of the saints are like the customs put in place by the prophets.”

“Evliyaullahın dile getirdiği yeni fikirler peygamberlerin ortaya koydukları gelenekler gibidir.”

Hz. Sadrettin Konevi

Tanrı bizi külli ve esas olan varlığına adım adım çekebilmek için sonsuz güzelliğinin lezzetlerinden sunar. Bize insanlık yolculuğunda mürşitlik etmesi için hakikat ehlini tanıtır. Nihai mukadderatımızda kendimizi sonsuz ve bağışlayıcı olan (Allah’ın) varlığınca yaratılmış olan ebedi parçalar olarak bulmak vardır.

Evliya Tanrı’nın sırlarıdır. Sultan Veled’in Ma’arif’inde dediği gibi “Her kim daima Allahıyla beraber bulunmak, onunla konuşmak isterse özü-sözü doğru sofilerle oturmalıdır.” Mevlana Sultan Veled’e “Bahaeddin, benim bu âleme gelişim, senin zuhurun içindir. Benim bütün söylediklerim, nihayet sözlerimden ibarettir. Halbuki sen, benim işim ve eserimsin.” demiştir.

Eğer Sultan Veled’in velayeti hakkında konuşacak olursam, şunu belirtmeliyim ki bir insan olarak zaman zaman evliliğiyle ilgili sıkıntılar yaşamış, kimi zaman insanlara karşı adil davranmamış ve kimi zaman da nefsine uyarak hareket etmiş olduğunu bilmiyor değilim. Evet tüm bunların kayıtları mevcut ancak bunların üzerinde duracak değilim. Allah’ın lütfu ve inayetiyledir ki bir kişi (ancak) velayet mertebesine ve vasıflarına ulaşır.

Sultan Veled’in kişiliğinde zuhur bulan bu vasıflara bakmamıza müsade buyurun.

Manevi İdrak

Sultan Veled manevi idrak noktasında istisnai vasıflara sahip bir şahsiyetti. Altında Mevlana ve babasının istirahatgahı bulunan turkuaz kubbeye bakarken şöyle demiş: “Babamın ve dedemin mezarlarına baktığım zaman, üst tarafta birbine dolanmış iki ışık huzmesi görüyorum ve ardından birleşiyorlar. Bu hepimizin birleşik olduğunun ve yalnızca birtek ışığı oluşturduğumuzun bir işaretidir.”

Sultan Veled babasındaki farklı hallerde zuhur eden manevi tesirleri farkedebilecek ölçüde fevkalade bir idrakle lütuflanmıştı.

“Birgün babama arzuhalimi dile getirirken muzipçe dedim ki:

Bana bahşettiğiniz hünerleri ve ihsan ettiğiniz iyilikleri size kanıtlamak istiyorum. İçinizin Seyid’in nuruyla dolduğu anları farkedip söyleyeceğim. Ne zaman ki ruhunuz Mürşid Şems’le ya da Şeyh Selahattin’le dolar, söyleyeceğim. Ne zaman ki büyük mürşidin nuru ya da sizin büyüklüğünüzün nurunu görürüm; onu da söyleyeceğim. Herhangi başka bir zatla yaşadığın manevi birlik anlarını da dile getireceğim.”

“Evet, Allah için iyi konuşuyorsun” diye cevap verdi babam.

Başka bir vesile ile dedim ki; “Mürşidimiz kendi esasını ortaya koyduğu zamanlarda büyük bir coşkunluk içinde kendimden geçiyorum. Bu hal içinde, O, hem semavi (angelic) bir varlık hem de aynı zamanda bir insan oluyor.  Davranışları (angelic) semavi olan bu dostlar sonsuzluk kasesinden sıraları geldikçe içecekler ve onunla dopdolu olacaklar. Mevlana cevap verdi: “Bu ihsan (gift) sana ve senin dostlarınla, çocuklarına aittir.”

 

Devamı yakında Nefes Yayınları tarafından yayınlanacak olan “Sırrın Sırrı Sultan Veled” kitabında yayınlanacaktır.

http://vimeo.com/41002956