Sultan Veled ve Manevi “Miras” ın Zorlukları

Prof. Dr. James Morris

…Bir gün baba(Rumi) oğluna(Sultan Veled) sevgiyle şöyle dedi: “…benim bu aleme gelişim senin zuhurun içindir. Benim bütün söylediklerim nihayet sözlerimden ibarettir. Halbuki sen benim işim, amelimsin.  Ahmet Eflaki, ,Ariflerin Menkıbeleri

 “Kim özel olarak cemali bir yenilik getirirse hem kendi davranışı hem de onu tüm takip edenler için mükafatlandırılacaktır. “ (Hadis-i Şerif)

Sultan Veled ve diğer ilkçağ Mevlevileri “Arifler peygemberlerin varisidir” hadisinde bahsedilen zatlardandır. Onların bu konferansta detaylandırılan olağanüstü yaşamları ve kalıcı biçimde müesseseleşmiş  başarıları -peygamberlerin ve tüm “Allah Dostu” evliyanın mirasını doğru bir şekilde yerine getirmekle sorumlu olan bu “varis”ler- hepimizin karşılaştığı süregelen zorluklar açısından ilham veren hatırlatmalardır.

Manevi mirasın evrensel anlayışı belki de en ayrıntılı şekilde Ibn Arabi’nin yazılarında ele alınmış ve onun olağanüstü varisi (çağdaş Rumi ve Sultan Veled) Sadreddin Konevi’ nin yüzyıllar süren dramatik tarihi etkisiyle örneklendirilmiştir. Aslında Eflaki’nin engin islam tarihçesi Ariflerin Menkıbeleri’ndeki en peygambere özgü hikayelerden biri, Sultan Veled’le ilgili olan bölümünün en sonunda yer alır.

Orada Sultan Veled zamanındaki bir cenazede nasıl bir katılımcının naat okuyucularının – tahminen burada açıkça bu geleneğıin kurucusu olarak belirtilen Rumi’ nin Farsça şiirlerinden oluşan-  cenaze işlemlerinin bir parçası olarak kullanılması karşısında yaşadığı şok anlatılır. O kadar ki bu eleştiren kişi katılımcıların bu dönüştürücü aşk ilahileri ve naatlarına eşlik etmelerine engel olmaya çalışmıştır. Eflaki bu olayı şöyle anlatır:

Aniden Veled gelir ve şöyle belirtir: “Okuyucular neden okumuyor ve Cennet ruhları ve melekleriyle birlikte bu neşeyi ifade etmiyor?” Aynı zamanda o eleştiren kişinin elini kavrar… ve der ki: “…bu adetin temeli büyük bir insan tarafından atılmıştı ve O buna izin verdi. Daha büyük bir insandan bu geleneği değiştirmesi beklenir. Bu tip durumlar  aşıkların arasında Yeniden Diriliş gününe kadar durmayacak. Neden kendini üzüp, dert ediyor ve … Allah’ın dostlarına karşı geliyorsun?”

Eflaki sonra devam eder ve o günün bazı Sufi şeyhlerinin bu ihtilafı nasıl İslam Şeyhine- şehrin baş dini ve kanuni otoritesi, Sadreddin Konevi den başkası değil( etkili mürit ve Ibn Arabi’ nin üvey oğlu)- götürdüklerini açıklar:

 “Hak bizim şeyhimizin(Sultan Veled) yanındadır… ve onun dediği gibi…hakikaten  Allah Dostlarından gelen iyilikçi yenilik (yukarıdaki kitabenin hadisinden alıntı) peygamberlerin sünnetine eşittir. Bundan başkasını yapmak imkansızlar arasındadır.”

Aslında Konevi’ nin fetvasının son paylaşımı birçok yönde ardından Islam’ ın dünya dinine  dönüşerek , takip eden yüzyıllarda, Konevi ve öğretmeni İbn Arabi ye kadar geri gidildiğinde yaratıcı ve neredeyse her zaman ve her yerde teolojik çatıda doğrulanarak ve savunularak yerel uyumlar sağlayarak hızla tüm Asya’ ya yayılmasının temel öğelerine delalet eder. Anadolu’daki tarihsel aşamaları Eflaki’ nin çalışma ve kaynaklarında sık sık güzelce örneklendirilen o kurumsal anahtar “yenilikler” , kesinlikle aşağıdakileri kapsar:

 

Devamı yakında Nefes Yayınları tarafından yayınlanacak olan “Sırrın Sırrı Sultan Veled” kitabında yayınlanacaktır.

http://vimeo.com/40725252