SULTAN VELED HAKKINDA YAZILMIŞ ŞİİRLERDEN BİR DEMET
SULTAN VELED HAKKINDA YAZILMIŞ ŞİİRLERDEN BİR DEMET
AHMED EFLÂKÎ (1360):
Ey ki hezâr âferin bu nice sultân olur
Kulu olan kişiler hüsrev ü hâkân olur
Ayağının tozunu sürme çeken gözüne
Nesne görür gözü kim vâlih ü hayrân olur
Şerbetinin katresin her kim içer cür’asın
Gönlü güher doluben sinesi ummân olur
Sen malına tapmagıl köşk ü saray yapmagıl
Şol çalışıp yaptığın son ucu vîrân olur
İşbu sûretdir kamu ol dayıdır bu amû
Şartı müselmanlığın sıdk ile îman olur
Sana direm ey dede sanma devi dünyede
Nefsi devin zabt eden dinde Süleymân olur
Beslemegil tenini ni’met ü biryân ile
Bir gün olur bu tenin tamuda bir yan olur
Tutar isen buyruğun terk edegör ayruğun
Taş u demir mumlayın hikmete fermân olur
Bir kişi kim mal bulur sanma ki devlet bulur
Devleti bulan kişi Allah’ı bulan olur
Hâlıkını isteyen nâ-halef olmuş değil
Halka gönül bağlayan sonra peşîmân olur
Ey başına der öğün Allah’ı iste bugün
Uslu sözüdür yükün bunda ne yalan olur
Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre
Yoksul ise bay olur bay ise sultân olur
ŞEYH GÂLİB (1799):
Görünür sûret-i cânân gönülden gönüle
Geçer âyîneye mihmân gönülden gönüle
Safha-i sîneni âmâde-i feyz-i nefes et
Nakş ola mihr-i Süleymân gönülden gönüle
Kândan dürce gelip gevher-i ma’nâ durmaz
Seyr eder tâb-ı nigîndân gönülden gönüle
Nakş-ı Çînî olur âyîne-i Rûmîde ayân
Aça gör revzene-i cân gönülden gönüle
Almada vermede mir’ât-ı mukâbil gibidir
Keşf olur sırr-ı azîzân gönülden gönüle
Bir midir mey hum-ı sâgarda leb-i sâkîde
Fark eder neş’e-i irfân gönülden gönüle
Tıfl-ı mısra’larıdır san gazel-i yek-saddan
Âşinâlıktadır ihvân gönülden gönüle
Fehm et engüşt-i işâret gibi Gâlib neyler
Gösterir râh-ı nümâyan gönülden gönüle
Dürr-i manâ-yı çekip rişteye Sultân Veled
Dizdi bir subha-i mercân gönülden gönüle
Ma’den-i lutf u kerem Hâzret-i Sultân Veled
Nev-bahâr-ı heme-dem Hâzret-i Sultân Veled
Pertev-i terbiyet-i nûr-i ziyâya mazhar
Mâh-ı hurşîd-i alem Hâzret-i Sultân Veled
Oldu perverde-i âgûş-ı cenâb-ı Hünkâr
Basdı eflâke kadem Hazret-i Sultân Veled
Oldu gevhâresi esrâr-ı pederden sîrâb
Nûş edip şîr-i hikem Hâzret-i Sultân Veled
Nakl eder ehl-i dile tîr ü rebâbın sırrın
Ârif-i levh ü kâlem Hâzret-i Sultân Veled
Davi-yi fazlını te’kîd içün eylerse sezâ
Be-ebî ile kasem Hâzret-i Sultân Veled
Eyledi himmet ile devr-i sipihri tanzîm
Şâh-ı pervâne-haşem Hâzret-i Sultân Veled
Sıhhat-i kavline Sıddîk ü Alidir şâhid
İftihâr etdiği dem Hâzret-i Sultân Veled
Bendelik saltanâtı Gâlib’i kılsın ihyâ
Bahş edip feyz-i himem Hâzret-i Sultân Veled
Ey mazhar-ı nûr-ı Şems eyle sırr-ı Ehad
Hem cedd-i mülûk hem şeh-i ced-ber-ced
Evlâdların başı içün rahm eyle
Bu Gâlib’e ey Hazret-i Sultân Veled
ESRAR DEDE (1797):
Mir’ât-ı cemâl-i Pîr Sultan Veled
Hünkârımıza vezîr Sultan Veled
Kaldım reh-i iftirâkda pâ der gil
Ol bendene dest-gîr Sultan Veled
MEHMED NÂZIM PAŞA (1926):
Zevk-i aşkı matbah-ı Mollâ’da ikrâr eyledim
Tâb-ı âteş-bâz ile sûzişler izhâr eyledim
Seyyid-i Sırdân’ın oldum vâye-dâr-ı himmeti
Mahzen-i Zer-kûbdan cevherler îsâr eyledim
Nûra gark oldum füyûzât-ı Ziyâü’l-Hakk ile
Şems’e döndüm âşıkâne neşr-i envâr eyledim
Hazret-i Sultân Veled lutfuyla oldum kâm-yâb
İltifâtıyla dil-i mahmûrı hüşyâr eyledim
Nâzım oldum cephe-sâ-yı feyz-i Mevlânâ-yı Rûm
Hamd li’llâh rü’yet-i envâr-ı dîdâr eyledim
HÜSEYİN VASSAF (1929):
Bir Süleymân-ı himem-tedbîrdir Sultan Veled
Misl-i devr-i Âsaf âlem-gîrdir Sultan Veled
Müfti-yi hayru’l-halef-takdîrdir Sultan Veled
Ya’ni mahdûm-ı Cenâb-ı Pîr’dir Sultan Veled
ABDÜLBAKİ (BAYKARA) DEDE (1935):
Ey nûr-ı uyûn-ı Pîr Sultan Veled
V’ey âşıka dest-gîr Sultan Veled
Allah bilir cihanda yektâ sensin
Ey vâhid-i bî-nazîr Sultan Veled
MEHMED ŞEMSEDDİN MISRÎ (1936):
Bâb-ı kabûlü etme sed dergâha geldim kılma red
Bîçâreyim eyle meded yâ Hazret-i Sultân Veled
Bû Bekr-i Hayder neslisin Monlâ-yı Rûm’un neclisin
Fahr eylesek de haklısın yâ Hazret-i Sultân Veled
Ey nûr-ı çeşm-i vâsılîn v’ey ârif-i ayne’l-yakîn
Sırr-ı celîl-i şems-i dîn yâ Hazret-i Sultân Veled
Şems-i hakîkat pertevi müşkil-güşâ-yı Mesnevî
Mülk-i fenânın hüsrevî yâ Hazret-i Sultân Veled
Sensin sehâvet ma’deni sensin kemâlât mahzeni
Tûr-ı tecellî Eymen’i yâ Hazret-i Sultân Veled
Ey ârifânın serveri v’ey âşıkânın rehberi
Meydân-ı aşkın saf-deri yâ Hazret-i Sultân Veled
Ey sâhib-i ilm ü hikem medhinde âcizdir kalem
Mümkin mi vasfın eyleyim yâ Hazret-i Sultân Veled e
Ey dâhil-i bezm-i visâl v’ey sâhib-i mecd ü kemâl
Cem’ oldu sende kâl u hâl yâ Hazret-i Sultân Veled
Şemsî-i Mısrî-i zelîl dergâhına oldu dahîl
Bî-çâreye ol sen delîl yâ Hazret-i Sultân Veled
VELED (İZBUDAK) ÇELEBİ (1953):
Ey necl-i necîb-i Pîr Sultan Veled
V’ey mürşid-i bî nazîr Sultan Veled
Bu abd-i hakire dest-gîr ol, kerem et
Bî-çâreye dest-gîr Sultan Veled