TERCÜME-İ İNTİHÂNÂME-İ SULTAN VELED

TERCÜME-İ İNTİHÂNÂME-İ SULTAN VELED

(İnceleme – Metin)

Tercüme
İBRAHİM HAKKI EROĞLU

Hazırlayan
HÜLYA KÜÇÜK

ÖNSÖZ

Sultan Veled ve Maârif’i adlı çalışmamızda (KBŞB Yayınları, 2005), Sultan Veled’in (623/1226−712/1312) hayâtı ve Maârif adlı eserinde ve adı geçen eserin, ilim erbâbınca dahi önceden bilinmeyen bir şerhi olan el-Hikemiyye’de değinilen bâzı tasavvufî mes’eleleri ele almıştık. Bu çalışmanın bir devamı olarak düşünülen elinizdeki çalışmanın ilk baskısı Ataç yayınları tarafından Küpten Sızan Sırlar. İntihânâme-i Sultan Veled adıyla yayınlanmıştı (İstanbul, 2010). Elinizdeki çalışma, bu çalışmanın gözden geçirilmiş ve kısmen genişletilmiş halidir. Devamını okuyun »

Sultan Veled ve Mevlevilikteki Yeri – Veyis Değirmençay

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nin Konya Büyükşehir, Karatay, Selçuklu ve Meram Belediyelerinin katkılarıyla düzenlediği ve sosyal medya kanallarından canlı yayınlanan, “Mevlânâ’nın 748. Vuslat Yıl Dönümünde Sultan Veled ve Mevlevîlikteki Yeri” adlı konferansta Prof. Dr. Veyis Değirmençay, Sultan Veled’in, Mevlevîliğin yayılmasındaki etkilerini anlattı. Devamını okuyun »

HAKK’IN SIRRINI FÂŞ ETMEYEN SÛFÎLER: SULTÂN VELED ÖRNEĞİ

HAKK’IN SIRRINI FÂŞ ETMEYEN SÛFÎLER: SULTÂN VELED ÖRNEĞİ

Hülya Küçük

Özet

Mutasavvıflar, insanları genel olarak Âmme, ehl-i hakāik) ve hâssa (veya avâm, havâs ve havâssu’l-havâss/ ehassu’l-havâss) diye üç sınıfa ayırmış, avâma İslâm’ı, havâs ve havâssu’lhavâss’a ihsân”ı, yani tasavvufu layık görmüş ve tasavvuf gibi kalb rikkatinden bahseden bir ilmi, avâma tevdi etmekten ve fitnelerine sebep olmaktan kaçınmışlardır. Bazı sûfîlerin idam edilmelerine kadar varan olayların perde arkasında bu tür bir fitneye sebebiyet vermeleri vardır. Bu durum karşısında bazı sûfîler remiz ve sembollerle konuşarak maksatlarını nâ-ehil olanlardan saklamaya çalışırken, Sultân Veled, dakîk tasavvufî meselelere geldiğinde “kalem buraya geldi, ucu kırıldı”, “Akıllıya bir söz yeter”, “Bunun altında birçok sırlar vardır. Fakat söylemeğe izin yoktur” gibi cümlelerle susmayı tercih etmiştir. Devamını okuyun »

SULTAN VELED

SULTAN VELED

FERİDUN NAFİZ UZLUK

Devamını okuyun »

PEYGAMBER KISSALARININ DİNÎ EDEBİYATA YANSIMASINA BİR ÖRNEK “SULTAN VELED VE FARSÇA RUBAİLERİ”

PEYGAMBER KISSALARININ DİNÎ EDEBİYATA YANSIMASINA BİR ÖRNEK “SULTAN VELED VE FARSÇA RUBAİLERİ”

İbrahim AKÇA 

Sultan Veled, 1226 yılında bugünkü Karaman ilimizde dünyaya gelmiş, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin büyük oğludur. Tahsilini Konya ve Şam’da yapan Sultan Veled, babasının sohbetlerinde de bulunarak ilmi ve tasavvufî konularda kendini yetiştirmiş isimlerin başında gelir. Babasının vefatından sonra Mevleviliği bir tarikat haline getirmiş, 1285 yılında Mevlevi tarikatının şeyhi olmuş, 1312 yılına kadar (ölüm tarihi) şeyhliğini devam ettirmiş, ölümünden sonra, babasının kabrinin bulunduğu türbeye defnedilmiştir.

Sultan Veled’in bir Dîvan’ı, İbtidânâme, Rebâb-nâme, İntihâ-name ve Maarif isimli eserleri bulunmaktadır. Babasının izinde bir şair ve mutasavvıf olan Sultan Veled’in şiirlerine baktığımızda ise, yorumlayıcı ve öğretici bir tarz karşımıza çıkmaktadır. Şiirlerini genel olarak Farsça kaleme alan şairin, Türkçe, Farsça-Türkçe, Farsça-Türkçe-Rumca karışık beyitleri de bulunmaktadır.

Biz bu çalışmamızda, Sultan Veled’in Farsça rubailerindeki “Peygamberler ve Kıssaları” temasına bakmaya çalışacağız. Devamını okuyun »

EĞİRDİR MEVLEVİHANESi VE GERMİVANOĞLU MUSA BEĞİN TEMLİKİ İLE SULTAN VELEDİN VAKFI

EĞİRDİR MEVLEVİHANESi VE GERMİVANOĞLU MUSA BEĞİN TEMLİKİ İLE SULTAN VELEDİN VAKFI

Yrd. Doç. Dr. Sadi S. KUCUR

Devamını okuyun »

MEVLEVÎLİĞİN TARİHSEL TEMELLERİ: SULTAN VELED VE ÇELEBİLİK MAKAMININ KURULUŞU

MEVLEVÎLİĞİN TARİHSEL TEMELLERİ: SULTAN VELED VE ÇELEBİLİK MAKAMININ KURULUŞU

(Özet)

Ekrem IŞIN*

III. ULUSLARARASI MEVLÂNA KONGRESİ 

Anadolu kültür tarihinde XIII. yüzyıl, tasavvufî düşünce temelleri üzerine tarikat organizasyonlarının inşa edilmeye başlandığı bir toplumsal yapılanma dönemidir. Selçuklu dünyasına yönelik Moğol tehdidi altında gerçekleştirilen bu yapılanmanın ilk tutarlı ve kalıcı örneği, yüzyılın sonuna doğru, Sultan Veled”in şahsında Mevlevîlik adıyla tarih sahnesinde yerini alır.

Mevlevîliğin tarihsel temelleri, Anadolu”ya XIII. yüzyıl başından itibaren belli aralıklarla nüfuz eden Horasan tasavvuf ekolünün Selçuklu kültürüyle kaynaşması sonucu atılmıştır. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî”nin (ö. 1273) döneminde, babası Bahâeddîn Veled tarafından temsil edilen Kübrevîlik ile karşılığını Şems-i Tebrizî”de bulan Kalenderî felsefesi, daha sonra Mevlevîlik çatısı altında şekillenecek kültürel yapılanmayı besleyen iki farklı düşünce kaynağı olarak dikkat çekmektedir. Bu iki kaynak, Mevlevîlik tarihi boyunca tarikatın kimliğini, bize karşıt imgeler şeklinde sunan bir kültürel ayrışmanın da hazırlayıcısıdır. Tasavvuf tarihinde sıkça rastlanan bu olgu, ana gövdeden ayrılan tari-katların âdeta varlık nedeni iken, Mevlevîlik örneğinde böyle bir parçalanmaya kurumsal anlamda yol açmaz. Tarikat, yayıldığı geniş coğrafyada kurumsal yapısını korumuş, farklı mistik algılamaları aynı çatı altında bütünleştirebilmiştir. Bu tarihsel gerçeğin arka planında, Mevlevîliğin merkeziyetçi yapısı vardır. Devamını okuyun »

SULTAN VELED’İN MA’ÂRİF’İNDEN HAREKETLE MEVLÂNÂ

SULTAN VELED’İN MA’ÂRİF’İNDEN HAREKETLE MEVLÂNÂ

Prof. Dr. Hüseyin AYAN*

III. ULUSLARARASI MEVLÂNA KONGRESİ 

Bilgilerimizi tazeleme bakımından önce, Sultan Veled hakkında birkaç notla başlamak isterim.

Sultan Veled, Mevlânâ”nın büyük oğlu olup 1226″da Karaman”da dünyaya gelmiş ve 1312″de Konya”da ölmüştür. Kendisine dedesi, Sultanü”l-Ulemâ Bahâeddin Veled”in adı verilmiştir.

Kayıtlara göre, Bahâeddin, yazı yazmayı babasından öğrendi. Belli bir yaşa geldikten sonra da kardeşi Alâeddin ile Şam”A gönderilerek, tahsilini ilerletmesi sağlandı. Arapça”yı, bu dille şiirler yazacak kadar öğrendi.

Eflâkî”nin anlattığı menkabelerden, Sultan Veled”in kendi eserlerinden ve özellikle Ma”ârif”ten anlaşıldığına göre; Sultan Veled sağlam yapılı, sağlam düşünceli, müziğe ve nazma vâkıf, keramet derecesinde zeki buluşları olan, düşüncelerini daima açık ve sağlam şekilde ifade eden, sözlerinde ve hareketlerinde daima aklının kontrolü görülen ve çelişkiye düşmeyen bir kişiliğe sahiptir.

Sultan Veled, babasının yolunda yürüyerek, önce bir divan, daha sonra da mesnevilerini kaleme alır. Velûd bir şâir ve mutasavvıftır. Devamını okuyun »

YÖNETİCİ VE LİDER OLARAK SULTAN VELED

YÖNETİCİ VE LİDER OLARAK SULTAN VELED

Emre Karaa

Mevlevîlikte çok önemli bir yeri olan, tarikatın müesseseleşmesini, gelişmesini, yayılmasını, güçlenmesini sağlayan, ayinleri sistematikleştiren, tarikatın kurallarını başka bir deyişle erkânını belirleyen Sultan Veled”i modern yönetim biliminin liderlik konusunda geldiği noktadan değerlendirmek yerinde olacaktır.

Yönetim faaliyetleri bir süreç şeklinde oluşur. Planlama, organizasyon, yürütme, koordinasyon ve denetim. Yönetim, faaliyeti içerdiği için insan davranışlarıyla ilgili bir bilim dalıdır. Sultan Veled”in yönetim faaliyetlerinin süreçlerini tam olarak bilmek mümkün değildir, işleri yürütürken herhangi bir plan yapıp yapmadığını kestirmek zorsa da, yönetimde olduğu sürede birçok aksiyon ortaya koymuş olması düşünüldüğünde uzun, orta, kısa vadeli planlar yapmış olması ihtimal dışı değildir. Nitekim Eflâki, uzun düşünen, keramet derecesinde zeki buluşları olan, sözlerinde ve hareketlerinde daima aklının kontrolü görülen biri olarak anlatmaktadır. Devamını okuyun »

SULTAN VELED’İN HAYATI, DÜŞÜNCESİ ve GÖRÜŞLERİ (I)

SULTAN VELED’İN HAYATI, DÜŞÜNCESİ ve GÖRÜŞLERİ (I)

Veyis Değirmençay*

Sultan Veled, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî’nin büyük oğludur. 25 Rebîülâhir 623’de (24 Nisan 1226) şimdiki Karaman vilayeti olan Lârende’de dünyaya geldi.[1]

Adı, Bahâeddin Muhammed Veled’dir.[2] Mevlânâ, ona babası Sultanu’l-ulemâ Bahâeddin Veled’in adını ve lakabını vermiştir.[3] Ancak bazı kaynaklarda Bahâeddin Ahmed olarak da geçmektedir.[4] Daha çok Sultan Veled adıyla tanınmış ve şiirlerinde Veled[5] mahlasını kullanmıştır.

Babası, Mevlânâ Celâleddin Muhammed; dedesi, Sultanu’l-ulemâ Bahâeddin Veled ve devamla büyük dedeleri, Celâleddin Hüseyin ve Ahmed el-Hatîbî’dir.[6] O, Velednâme’sinin mukaddimesinde bu silsileyi Ahmed el-Hatîbî hariç aynen zikretmektedir.[7] Annesi, Karaman’da ikamet eden Semerkantlı Lâlâ Şerefeddin’in kızı Gevher Hatun’dur.[8] Devamını okuyun »

Sultan Veled’in Rubaileri – Hicabi KIRLANGIÇ

Hicabi KIRLANGIÇ

Sultan Veled’in Rubaileri

Bilindiği gibi Sultan Veled, Mevlâna’nın büyük oğlu ve Mevlâna gibi ârif ve mutasavvıf şairlerdendir. Adı da Mevlâna’nın babasının adıdır. Dahası Sultan Veled, Mevleviliğin de kurucusudur bir bakıma. Sultan Veled, Türkçe edebiyatın Anadolu’da gelişmesinde dönüm noktalarından biridir. Böyle olmakla birlikte onun eserleri ağırlıklı olarak Farsçadır. Elbette şair ve ârif olarak babasının çok gerisinde olsa da Anadolu’da şiirin tasavvuf damarını açık tutması bakımından önemli bir şair sayılmalıdır.

Devamını okuyun »